19 Nisan 2024 - Cuma
© Sputnik/ Sergey Mamontov

Suriye: Kimliğini arayan muhalefet

Gazeteci Hediye Levent, Suriye iç muhalefetinin durumunu, birleşme girişimlerini ve krizden çıkış için izledikleri yol haritalarını iç muhalefetten Alaaddin Arafat, Ubade Buzo, Hasan Abdulazim, Asaf Dabul ve Tarık El Ahmet ile konuştu.

Rusya, Suriye’de siyasi diyaloğun sağlanması için Moskova’da bir toplantı düzenlenmesi amacıyla girişimlerini sürdürüyor. Şimdiye kadar uluslararası medyada pek yer almayan Cenevre toplantıları gibi Suriye krizi için eşik sayılan toplantı ve girişimlerde yok sayılan Suriye iç muhalefeti Moskova’da gerçekleşmesi beklenen toplantı ile birlikte öne çıkmaya başladı.

Sputnik Haber Ajansı, Suriye iç muhalefetinin durumunu, birleşme girişimlerini ve krizden çıkış için izledikleri yol haritalarını iç muhalefetten Alaaddin Arafat, Ubade Buzo, Hasan Abdulazim, Asaf Dabul ve Tarık El Ahmet ile konuştu.

Arafat, “Suriye iç muhalefetinin kendisini toparlayabilecek durumda olduğunu ve bu sürecin başladığını” söylüyor.

Ulusal Koordinasyon Komitesi’nden Hasan Abdulazim, Suriye’de siyasi çözümün sağlanması için muhalefetin birleştirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

Sosyal Milliyetçi Parti’den Tarık El Ahmet, diyaloğu hedefleyen girişimlerin başarıya ulaşması için ülke içindeki muhalefetin, kadim partilerin ve dinamiklerin yeni süreçlerde yer almasının şart olduğunu savunuyor.

Suriye’de 2011’de başlayan ayaklanmaya kadar BAAS Partisi, partiyi “ülkenin ve toplumun lideri” sayan anayasanın 8.maddesi nedeniyle ülkedeki tek siyasi güç oldu. 1970’li yıllardan 2000’li yıllara kadar geçen sürede siyasi parti çerçevesinden çıkıp devlet içinde devlet haline gelen BAAS Partisi, ayrı bir analiz konusu ancak BAAS Partisi’nin tek parti yönetimi, ülke içinde “illegal bir siyasal hayatı” da yarattı.

2000’li yıllara gelindiğinde “illegal siyasi yapıların söylemleri”, çok partili sistem, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi talepler hissedilir hale gelmeye başladı. Bu dönemde, uzun yıllardır hapiste olan çeşitli siyasi görüşten insanlar hapisten çıkmaya, Şam Deklarasyonu gibi ülke içindeki siyasi yapının değişmesini isteyen girişimler şekillenmeye başladı.
Bu dönemi, hem siyasi uyanış hem de devletin bu uyanışa sert tepkilerle karşılık verdiği dönem olarak tanımlamak mümkün. Bir taraftan düşünce suçluları hapisten çıkarken, ya yeniden tutuklandılar ya da hapisten çıkanların yerini kısa sürede başkaları doldurdu ancak cin şişeden çıkmıştı artık…

SİSTEMİN YARATTIĞI CANAVAR

Arap ayaklanması ile birlikte özgür basını, çok sesli siyasi yapıyı, kamuda şeffaflık taleplerini, düşünce ve ifade özgürlüğünü tehdit olarak gören anlayışın yarattığı tehlikenin boyutu yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Suriye’de sistemin kendi eliyle yarattığı yapı, vekalet savaşı için uygun zemin ve söylem oluşturdu. Sistemi her türlü yöntemi meşru sayarak korumayı tek amaç olarak görenler, sistemle birlikte ülkenin bölünmesine varabilecek topyekün bir çökme riskiyle karşı karşıya kaldı. Suriye’de Irak senaryosunun konuşulduğu, ülkeyi 5’e bölen haritaların dolaşıma girdiği, dünyanın birçok ülkesinden cihatçıların biraraya gelerek IŞİD ve Nusra Cephesi gibi çatılar altında birleşip güçlendiği bir süreç hızlanarak devam etti.

Her biri sistemin yıllardır doğrudan mağduru olan iç muhalefet de kendini hem halka, hem uluslararası kamuoyuna kabul ettirme konusunda mevcut sistem nedeniyle çok sıkıntı yaşadı.

— Çok sayıda düşünce suçlusunun hala hapiste olması ve devletin eski reflekslerinin devam etmesi nedeniyle aktif siyasete katılanların hala tutuklanma riski taşımaları başlıca sorunlardan biri.

— Bir taraftan savaş nedeniyle olağanüstü şartların yaşandığı ülkede, iç muhalif yapıların kendilerini toparlamaları, parti programlarını ya da yol haritalarını mevcut krize yönelik çözüm önerilerini de içerecek şekilde oluşturmaları için çok az zamanları oldu.

— Ülkede ayaklanma başlar başlamaz ABD gibi vekillerin sürece tam anlamıyla dahil olması “Irak senaryosu Suriye’de de mi tekrar edecek?” korkusuna neden oldu. Bu da “vatanseverler ve hainler, ya da ya bizdensin ya onlardan” şeklinde keskin bir bakış açısının yerleşmesine neden oldu. “Yönetime karşı ancak devlet ve toprak bütünlüğünü savunan” görüşün şekillenmesi ve bu ayrımın topluma aktarılması vakit aldı. İç muhalefet olarak öne çıkan oluşum, parti ve şahısların öncelikle halk nezdinde söylemini belirginleştirmesi, ardından kendini anlatması gerekti.

— 2011 sonrasında kurulan siyasi partilerin bir kısmı kuruluş prosedürleri, teşkilatlanma gibi süreçleri vakit darlığı nedeniyle tamamlayamadığı için 2012’deki parlamento seçimlerine katılamadı.

Ancak bu süreç iç muhalefetin, ayaklanmanın nedenleri ve gidişatına dair yüksek sesle konuşmaları, yönetimi istememelerine karşın ülke bütünlüğünü savunmaları gibi nedenlerle halk nezdinde daha hızlı kabul görmesini de sağladı.

Günümüzde onlarca parti, cephe, hareket ve şahsın öne çıktığı Suriye iç muhalefeti, tavrını 3 temel esas çerçevesinde belirledi.

1- Dış siyasi ve askeri müdahaleye karşı durulmalı

2- Ülke ve devlet bütünlüğü korunmalı

3- Ülkedeki krizin çözümünde tek söz sahibi Suriye halkıdır

Bu esasların dışında şiddetin nasıl durdurulacağı, sistemin yeniden düzenlenmesi ya da aksayan yönlerinin ıslah edilmesi, Arap milliyetçiliği-Suriye milliyetçiliği ilkeleri ya da dış politika, ekonomi politikası gibi unsurların nasıl şekilleneceği gibi birçok konuda görüş ayrılığı yaşanıyor. Bu esaslar aynı zamanda Suriye içindeki muhaliflerle, ülke dışında yapılanan muhalefet arasındaki temel yol ayrımı.

“PROGRAMI OLMAYAN SİLİNİR”

Halkın İradesi Partisi’nden Ubade Buzo’ya göre, “Muhalefet olmanın ölçüsü programı ile ortaya çıkar. Suriye’deki mevcut krizin sebeplerini ve geleceği iyi okuyabilen partiler ayakta kalabilecek, diğerleri silinip gidecek.”

Aynı parti sekreterlerinden Arafat da, “Suriye’ye ancak laik bir partinin hakim olabileceğini, siyasi çözümün Suriye halkının önündeki tek seçenek olduğunu ancak siyasi diyalog sağlandığında karşılarında çok büyük problemler bulacaklarını” söylüyor. Arafat’a göre, “İç ve dış göçmenler, ekonomik durum, altyapı ve daha yüzlerce sorun… Bu sorunlara dair program ve çözüm önerileri olmayanların siyasi yapı içinde yeri yok.”

Mevcut sistemin aksayan kısımlarının düzeltilmesinin yeterli olmayacağı, yeni bir siyasal sistem kurulması gerektiğini vurgulayan Arafat, “Krizin başından itibaren ulusal bir hükümet oluşturulması ve geniş kapsamlı ulusal diyalog sağlanması gerektiğini savunduklarını” söylüyor.

Arafat’a göre, “Dış muhalefet tamamen bitti. İç muhalefet birleşme ve ittifak yolunda ilerliyor. Bugün iç muhalefet rejimle pazarlık yapabilecek bir blok haline geldi ve Suriye içinde iç muhalefete karşı halk nezdinde güven var.”

Suriye Sosyal Milliyetçi Parti’den Tarık El Ahmet, ülkedeki durumun tecrübe ve vizyon gerektirdiğine vurgu yaparak iç ya da dış muhalif yapıların bu iki özelliği taşıyıp taşımadığına dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.

PARTİLER, İTTİFAKLAR, CEPHELER

Ulusal Koordinasyon Kurulu’ndan Hasan Abdulazim, siyasi diyaloğun ancak muhalefetin birleştirilmesi ve dış müdahale olmadan ulusal bir yol haritasının ortaya konulması ile sağlanabileceğini savunuyor.

UKK’den Asaf Dabul ise ülke içindeki dışındaki bütün oluşumlara çağrı yaptıklarını ve “muhalefetin tek bir isim, tek liderlik, tek bir yapı halinde hareket etmesini sağlamak için girişimlerini sürdürdüklerini söylüyor.

Peki, muhalefetin ya da en azından iç muhalefetin birleşmesi mümkün mü? Bu soruya iç muhalefetten farklı cevaplar veriliyor. UKK gibi muhalefetin bir kısmı tek cephe, tek liderlik olması gerektiğini savunurken, Halkın İradesi Partisi’ne göre “birleşme değil birarada hareket ve asgari müştereklerde buluşmak yeterli.”

Sosyal Milliyetçi Parti’den Tarık El Ahmet de, iç muhalefetin birleştirilmesini amaçlayan çabaların şimdiye kadar başarısız olduğunu hatırlatıyor ve “İç muhalefetin birleşmesi, tek cephe olması şart değil. Herkes otursun ve önerisini ortaya koysun. Ulusal düzeyde mutabakatın sağlanması daha önemli” görüşünü savunanlardan.

Ülke içindeki siyasi hareketlilik muhalefetin tek cephe olmasına pek olanak vermeyecek gibi görünüyor.

Arafat, kriz öncesi 68 civarında siyasi parti olduğunu ancak bunların büyük kısmının seçimlere katılamadığını söylüyor. Kriz sonrası siyasi parti ve oluşum sayısının iki katına çıktığını belirten Arafat, gizli ya da açıktan faaliyetlerini sürdüren siyasi oluşumların sol, sağ ve İslamcı olmak üzere 3 ana kategoride şekillendiğini belirtiyor.
Ulusal Koordinasyon Kurulu’ndan Asaf Dabul, Suriye’deki siyasi parti ve oluşumların sayısının 160’ın üzerinde olduğunu söylüyor.

Tarık El Ahmet gibi, “ülkedeki tarihi hareketler, sendikalar, aşiretler gibi iç dinamiklerin de süreçlere dahil edilmesi gerektiğini” savunanlar da var. İç dinamiklerle birlikte “yönetime karşı ancak ulusal tavıra sahip” yapıların sayısı 200’ü aşıyor.

İç muhalefet sayıları ve kendi aralarındaki ihtilafların çokluğuna rağmen neden ülke içinde dış muhalefete göre daha makbul?

— İç muhalefetin, dış muhalefete göre daha özgür ve bağımsız bir duruş sergilediği düşünülüyor.

— Ülke içindeki muhalif oluşumlar, partiler ve şahıslar halk tarafından tanınıyor.

— Savaş nedeniyle milyonlarca Suriyeli ülkeyi terketti ancak ülkeden ayrılanların tamamının dış muhalefeti desteklediği söylenemez. Ayrıca iç muhalefetin ülke içindeki yaklaşık 17 milyon insanın beklentilerini daha gerçekçi yaklaştığı görüşü hakim.

— Ülkedeki savaşa, savaşın sebeplerine, gidişatına ve sonuçlarına dış muhalefetten daha gerçekçi yaklaşıyorlar. Süreci sona ermesi gereken mevcut anlayış ve engellenmesi gereken dış müdahale şeklinde çift taraflı değerlendiriyorlar.

— 200 binden fazla kaybın, milyonlarca dolarlık zarar görmüş bir ekonominin ve 4 yıldır savaştan doğrudan ya da dolaylı etkilenen milyonlarca insanın olduğu bir ülkeyi devralacaklarını biliyorlar. Bu nedenle, “Esad gitsin, biz gelelim” kolaycılığı yerine ülkeyi kaosa, ordu gibi ülkenin temel müesseselerini kaosa sürüklemeyecek çözümleri ve geçişleri daha gerçekçi buluyorlar. Dış muhalefetin aksine ekonomi politikaları, vizyonları ve fikirleri var.

— Şimdilerde sahada gücü erimiş olsa da ÖSO’ya yada diğer gruplara, dış muhalefetten daha yakınlar. Nusra Cephesi’nin a kasabasındaki emirini, IŞİD’in b köyündeki sorumlusunu, İslami Cephe’nin c kentindeki sorumlusunu şahsen tanıyorlar, gelişmeleri kendi yerel kaynakları üzerinden takip ediyorlar.

— İç muhalefet ayaklanmanın başından beri silahlı oluşumların hedefi oldu, hedef olanların bazıları öldürüldü. İç muhalefetten isimlerin tutuklanma, öldürülme, suikaste kurban gitme gibi risklere rağmen ülke içinde kalmaya devam etmesinin halk nezdindeki psikolojik etkisi de oldukça güçlü.

CEPHELER

Ulusal İlerici Cephe: Mart 2011 öncesinde ülkede 60’dan fazla siyasi parti/oluşum vardı ancak Anayasa’nın 8.maddesinde “BAAS Partisi’nin toplumun ve ülkenin lideri” olarak kabul edilmesi nedeniyle, BAAS Partisi dışındaki siyasi oluşumlar mecliste etkin olamadı. 1976 yılında BAAS dışındaki siyasi partilerin de meclise katılımını sağlamak amacıyla Ulusal İlerici Cephe kuruldu ve sadece bu çatı altında seçimlere giren partilere lisans verildi.

250 sandalyeli parlamentoda cephe 168 sandalye sahibiydi. Cephe içinde BAAS Partisi: 134, Sosyal Birlikçiler: 18, Suriye Komünist Partisi (Bektaş Fraksiyonu): 8, Suriye Komünist Partisi (Faysal Fraksiyonu): 3, Ulusal And: 3 ve Arap Sosyalist Birlik: 2 sandalye almış durumdaydı.

2012 yılındaki parlamento seçimleri öncesinde BAAS Partisi’ni lider kılan madde değiştirilmiş olsa da, yeni seçimler yasası ittifaklara izin verdiği için UİC yerini 10 partilik bir ittifaka bıraktı. Yeni düzenleme ile birlikte UİC’nin mecliste 134 sandalyesi bulunuyor.

Değişim ve Özgürlük Cephesi: Cephe içinde Suriye Sosyal Milliyetçi Parti ve Halkın İradesi Partisi olmak üzere iki büyük parti bulunuyor. Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi 2005 yılına kadar siyasi yasaklıydı, ülkenin en büyük partilerinden biri olduğu ve üye sayısının 100 bini aştığı belirtiliyor. Cephenin oluşturduğu bloktan Kadri Cemil ve Ali Haydar kabinede yeraldı. Cemil bir süre sonra görevden alındı/ayrıldı ancak Ali Haydar, hala Uzlaşma Bakanı olarak görevine devam ediyor.

Cephenin UKK ile yaptığı iyi niyet anlaşmasının yanısıra bazı yerel dinamiklerle ve aşiretlerle de ittifak anlaşmaları var.

Ulusal Koordinasyon Kurulu (UKK): Bünyesinde 11 parti, şahıslar ve oluşumların yer aldığı kurul, Özgürlük ve Değişim Cephesi ile bir iyi niyet anlaşması yaptı. Suriye’nin kuzeyindeki Demokratik Özerk Kuvvetler Birliği (Kürt özerk yönetimi) ile de bir anlaşması olan kurulun bazı Kürt partileri ile görüşmelerinin sürdüğü belirtiliyor. Yine kurul bünyesindeki en etkili oluşumlardan biri Hasan Abdulazim’in liderliğini yaptığı Nasırcı ideolojiye sahip Arap Demokrat Sosyalist Birliği.

Suriye’yi Yapılandırma Hareketi: Geçtiğimiz günlerde tekrar tutuklanan Luey Hüseyin’in liderliğini yaptığı hareket partileşmeyi ve seçimlere katılmayı reddetti.

Ulusal Demokratik Çalışma Konseyi: Daha önce UKK bünyesinde yer alan konsey, daha çok insan hakları, kadın komisyonları gibi sosyal birimlere yoğunlaştı.

Suriye Demokratlar Birliği: Mişel Kilo’nun başında olduğu bu yapı ile UKK arasında yol haritası anlaşması yapıldı.

Yerel Koordinasyon Komiteleri: ÖSO’ya ve silahlı mücadeleye onay veren yapı bünyesinde, yerel komisyonlar ve 40’tan fazla alt komite bulunuyor.

Kürtler: Ülkenin kuzeyindeki Kürt yoğun bölgede özerk yapı çerçevesinde şekillenmiş birlikler ve ittifaklar mevcut. Bunun dışında UKK gibi cepheler içinde yer alan Kürt partileri de bulunuyor.

Bağımsızlar: Suriye içinde siyasi parti, cephe ya da oluşuma katılmadan bireysel olarak hareket eden Bessam El Kadı, Nebil Feyyad gibi isimler de var. Yine, Suriye dışında yaşasalar da iç muhalefetin 3 temel esası çerçevesinde tavır geliştiren Heysem Menna ve Nizar Nayyuf gibi isimlere de iç muhalefet ile aynı blokta gözüyle bakılıyor.
Haberin ilk yayınlandığı adres: Sputnik

Buna da göz atabilirsiniz

‘Burada ölsem bile…’

Belarus-Polonya sınırını izliyor musunuz? Aylardır iki sınır arasında sıkışıp kalan binlerce insanın hikayesi yıllardır görmeye …

Türkiye, Suriye’de ne istiyor? İdlip niye ölüm-kalım meselesi haline geldi?

Türkiye’nin Suriye politikası iyice anlaşılmaz hale geldi. Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığının sebebi ne?

Isınan İdlip değil Türkiye’nin Suriye politikası

İdlip ısınmaya başladı” değerlendirmelerine bağlı olarak yine, yeniden, bir kez daha İdlip’i konuşuyoruz.  İdlip’te sahada …